ZAKİRİN-20 MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ(18.AsrınMüceddidi) Hayatı ve Esmaul Husna-Ashab-ı Bedir -Salatu Selam ile Yakarışları
Manage episode 312952125 series 3226945
MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ HAZRETLERİ;Nurani silsilenin 18. asırdaki halkası ve asrının müceddidi, Zâhir ve bâtın ilimlerindeki kemâli sebebiyle Zülcenâheyn,Nakşibendiler arasında, büyük alim ve şeyhler için kullanılıp efendimiz anlamına gelen “Mevlana” lakabıyla tanınan Asıl ismi, Hâlid b. Hüseyin en-Nakşbendî el-Hâlidî eş-Şafii Hazretleri Irak'ın Şehrezûr beldesine bağlı Karadağ da 1779 yilinda dünyaya gelmiş Sülalesi baba tarafından Hz. Osman’a dayanmaktadir.
Halid-i Bağdadi Bölgenin ünlü alimlerinden ders aldı. Özellikle Kadiri Şeyhleri Abdürrahim ve Abdülkerim Berzenci kardeşlerden ders okudu. Çok genç olmasına rağmen Süleymaniye’deki medresenin sorumluluğunu üstlenerek bir çok talebe yetiştirdi. Burada yedi yıl hizmet verdi.
Sünnet-i seniyyeye bağlılığı, tasavvufta derinleşmesi ile Nakşbendîyye¸ Kâdiriyye¸ Kübreviyye¸ Çeştiyye ve Müceddidiyye tarîkatlarından yaklaşık 36 yaşlarında iken icâzet alan el-Bağdâdî¸Müridlerinin ilim sahibi olmasını istemesi¸ ilmî icâzeti olmayana hilâfet verilmemesini vazgeçilmez prensip olarak benimsemesi neticesi Hâlidiyye tarîkatına “İlmiyye sınıfının tarîkatı” pâyesini kazandırmistir.
“Ziyaüddin” lakabı ve “el-Bağdâdî” nisbesi ile şöhret bulmuştur. Sonraları kendisinin yolundan gidenler Nakşibendi tarikatının Halidiye kolu olarak isimlendirilmişlerdir.
Manevi isaretlerle gittiği Hindistan Delhi de Nakşibendî şeyhi Abdullah Dehlevi’den aldığı feyiz ve ilimlerle manen güçlenen Bağdadi o zaman Hindistan’dan İran’a kadar yayılmış olan Şiilerin Kur’an-ı Kerim’in yanlış yorumlarını etkisiz hale getirip şüpheleri dağıtarak, elli milyondan fazla(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 78) insanın irşadlarına ve imanlarının kurtulmasına kısa zamanda Allah in Lütfü ile vesile oldu.
Dehlevi hazretleri halife olarak Süleymaniye ye gonderilmis.
Hindistan dönüşünde burada etrafındaki halkanın hızla genişlemesi üzerine onu çekemeyen muhalif şeyhlerin ihbarları devlet ricalini rahatsız edince O dönemde Halidiler çok çile çektiler zaviye ve medreselerine el konuldu, ilim-irfan-irsad hizmetleri yasaklandı, önde gelen kişiler sürgüne yollandı.bundan rahatsız olan Halid-i Zülcenaheyn Şam’a geçerek Ümeyye (Emevi) Camii civarına yerleşmiş(1823) ve vefatına kadar burada kalmıştır.
Onca eza ve cefa yapıldı da Halidîler yok mu oldu? Hayır. Halk arasındaki sevgi ve bağlılık devam edip gitti. Zaten arkadan gelen padişahlar, yapılan hatayı kabul edip hem Hazreti Mevlânâ Halid’e hem talebelerine sahip çıktı. O kadar ki Abdülmecid Han, her cuma günü kabrinin başında bir Halidî şeyhinin ve on dervişin ‘hatm-i hacegan’ okumasını ve bunun kıyamete kadar sürmesini vasiyet etti.
Gerek Bediüzzaman, gerekse Mevlana Halid Hazretlerinin hayatını birçok benzerlikler vardır.Mevlana Halid (M.1779), Bediüzzaman tam yüzyıl sonra (M. 1878) dünyaya gelmiştir. Mevlana Hazretleri idarecilerin tahkikatı üzerine (1823) Bağdat’tan ayrılıp Şam’a yerleşmiş, Bediüzzaman ise yine yüzyıl sonra (1923) Ankara’dan ayrılıp Van’da inzivaya çekilmiştir. Mevlana Halid’in (1809) Hindistan’a gidişi ile Bediüzzaman’ın (1907) İstanbul’a gidişinde tarihi tevafuk vardır. Diğer yandan Mevlana Hazretlerine Bağdat Valisi İbrahim Paşa tarafından müderrislik, Bediüzzaman’a da milletvekilliği, Şark Umumi Vaizliği teklif edilmiş ancak her ikisi de bu resmi görev tekliflerini kabul etmemişlerdir.Bediüzzaman’ın gençliğinde alamadığı İcazet Nişanı Cuppesi asırlar ötesinden Mevlana Halid Hazretleri tarafından nasip olmuş ve kendisine talebeleri aracılığı ile giydirilmiştir.
Mevlânâ Halidi Bağdadi Hazretlerinin Kulubuddaria da kayıtlı Caliyetü’l – Ekdar Ve’s – Seyful Bettar , “kederleri gideren keskin kılıç” evradını okumak dinlemek paylaşmak maddi ve manevi dertleri için bir şifa kaynağı oldugu bildirilmiştir. Çünkü Câliyetü’l- Ekdâr’ı okuyan biri duasına hem Mevlana Halid-i Bağdâdî hazretlerini (kuddise sırruhû) hem de esma-i hüsnâ ile Bedir ashabını vesile etmiş olur.
51 tập